Bu Blogda Ara

31 Ekim 2016 Pazartesi

SEVDİKLERİNİZE VEREBİLECEĞİNİZ EN GÜZEL HEDİYE

Bugün beni çok güzel bir hediye karşıladı. mutlubi den gelen Sukulent. Gerçekten bakmaya doyamayacağınız güzellikteki bu çiçekler evinizin en güzel köşesine koyacağınız bir aksesuar olacak.


 
Öncelikle sukulent nedir kısaca size bahsetmek istiyorum. Sukulentler kaktüsgillerden çok kolay yetişebilen ve dayanıklı bitkilerdir. Suyu çok iyi tuttukları için ömürleri de uzun oluyor. Çakıl taşları, diğer birtakım bitki ve dekoratif malzemeler ile süslenerek görsel olarak çok hoş bir etki yaratabilmektedir. Saksılarda veya cam akvaryum benzeri kaplarda yetiştirilebilir.
 
Bakımı da oldukça kolaydır bu bitkilerin. Suya çok fazla ihtiyaç duymazlar hatta çok sulamak çürümelerine neden olabilir. Yapraklarını fıs fıslı bir şişeyle nemlendirmeniz yeterli olacaktır. Kış koşullarında 20-30 günde bir sulamak da yeterli olacaktır. Aydınlık ortamları severler ama nemin ortadan kalkmasına neden olacak direk güneşe kalma gibi durumlardan da nefret ederler.


İşte mutlubi sizler için bu bitkileri sizler için güzelleştiriyor ve sevdiklerinize verebileceğiniz veya kendinize hediye edebileceğiniz harika, dekoratif bir ürün haline getiriyor. Dolayısıyla görsel olarak sizi cezbedecek, evinizde dekoratif bir etki yaratacak İstanbul içinde ulaşabileceğiniz böylesi bir ürün arıyorsanız mutlubi ye bakabilirsiniz. İnanılmaz güzel ürünleri var.  
 

Bana gelen sukulentin en çok hikayesini sevdim ne kadar zarif ve hoş bir figürasyon. Sanki düşüncelerimi dinlemişler. Siz de kendinize uygun bir hikaye bulabilirsiniz bu bitkilerde. Üstelik benim gibi canlı çiçekleri köklerinde kopararak buket haline getirip iki gün sonra solacak çiçek hediyeleri almaktan ve vermekten hoşlanmıyorsanız kesinlikle bakmanız gereken yer burası, harika bir hediye, uzun zaman kalıcı ve bakımı kolay bir bitki daha iyi ne olabilir.
 
 
Mutlubi'yi daha ayrıntılı incelemek isteyenler için buraya tıklayabilirsiniz.
instagram profilini de buradan inceleyebilirsiniz.

 

29 Ekim 2016 Cumartesi

HER GÜN İKİ LİTRE SU VE FAYDALARI

Herkese merhabalar kızlar
 
Öncelikle Cumhuriyet Bayramı'nızı en içten dileklerimle kutlarım. Umarım ülkemiz için her zaman güzel günler görürüz. Sahip olduğumuz Cumhuriyet'in değerini biliriz.
 
Bugün sizlere gün içerisinde içtiğimiz suyun öneminden ve bana kazandırdığı faydalardan bahsetmek istiyorum hem de bariz faydalardan. Yaklaşık üç hafta önce nesinblogu tarafından #berabersuiçelim adlı tage davet edildim. Her gün iki litre su içip bir hafta ve bir ay sonra bunun etkilerini paylaşacaktık. Anca üç hafta sonra fırsat bulabildim. Dedim o zaman bloğa yazayım :)
 
Su içmenin faydaları saymakla bitmez. Kadınlarda vücut ağırlığının %50'si sudan oluşmakta. İnsanlar aç kalmaya bile neredeyse 40 gün dayanabilirken ne yazık ki su olmadan anca bir kaç gün yaşayabiliyoruz. Su vücuttaki ödemin ve toksinlerin atılmasına yardımcı olurken, bağırsak sisteminin de daha iyi çalışmasını sağlar. Ayrıca vücuttaki nem dengesini sağlayarak soğuk ve sıcak havalara vücudumuzun daha iyi cevap vermesine neden olur. Ayrıca böbrekleri en iyi çalıştıran ve mesane iltihabını engelleyen en önemli şey.
 
 
 
Bunlar çoğumuzun bildiği faydalar. Gelelim benim bizzat deneyimlediklerime. Dikkat bundan sonraki kısım çok önemli tavsiyeler içermektedir. Lütfen dikkatle okuyun.
 
Öncelikle suyun en büyük faydası cildime oldu. Karmadan yağlıya dönük bir cildim var. Dolayısıyla siyah nokta ve yağ butonlarının bolca olduğu bir yüzüm var. Ancak ciddi olarak söylüyorum bu ay gözle görülür bir şekilde azaldılar. Düşünün ki beni rahatsız edecek boyutlara geliyorlardı. Tabi ki yine her gün temizliyorum. Ancak suyun etkisi azımsanacak durumda değil.
 
İkinci etkisi sivilcelerim. Her adet dönemimde garanti çıkarırım. Benim için gelenek gibi bir şeydir. Ancak bu ay yüzümde bir tane sivilce çıkmadı. Kesinlikle suya bağladım. Ayrıca yüzüme dokunduğumda gelen yağ hissi de çok azaldı. Çünkü su yüzdeki nem dengesini de sağlıyor.
 
Gelelim benim için en önemli etkisine. Tabi ki kilo verme. Bu yaz 90 kiloya kadar çıkınca ciddi bir zayıflama programına girdim. Hem diyet hem spor. Sporda su zaten çok önemli. Hem terlerken kaybettiğiniz suyu geri almalısınız. Hem de kaslar yüksek oranda su tuttuğundan kaslarınızı kaybetmemek için bol bol tüketmelisiniz. Ayrıca yemeklerden yarım saat önce içilen bir bardak su sizi tok tutacak ve daha az yemenizi sağlayacaktır. Size önemli bir ipucu sabah aç karnına sıcak suyun (ama içebileceğiniz sıcaklıkta olsun, ılıktan biraz sıcak) içerisine bir miktar tarçın, yarım limon, bir iki karanfil koyup içerseniz daha düz bir karına sahip olabilirsiniz. Karın yağlarını yakmaya yardımcı oluyor. Ben koca bir bardağın içine bu malzemeleri hatta biraz da zencefil koyup kaynamış suyu üstüne döküyorum, soğumasını bekleyip içiyorum. Şimdi soğuklar da geliyor. Grip içinde birebir. Karın konusunda bizzat deneyimledim. Bana güvenin :)
 
Diğer tüyo ise gün içerisinde içtiğim suları da bu sıcaklıkta içmek. İlk zamanlar biraz sıkıntılı gibi olsa da kesinlikle alışıyorsunuz. Şöyle düşünün vücudunuzdaki yağ neredeyse katı formda. Buna en iyi gelecek şey yanmasını sağlayacak sıcak su. Bunu margarin gibi düşünün anca sıcak suyu döktüğünüzde yumuşamaya başlayacaktır. Böylece vücudunuzdaki yağlar yumuşayacak ve spor yaptığınızda daha rahat yakmanızı sağlayacak.
 
Gün içerisinde alabildiğiniz her şeyden su almaya çalışın. Ama saf su içmenin de faydasını unutmayın. Siz de günde iki litre su içip bunun etkilerini benimle paylaşabilirsiniz.
 
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Kendinize iyi bakın.

26 Ekim 2016 Çarşamba

ELİMDEKİ KONTÜR PUDRALARIM

Herkese merhabalar
 
Bugün sizlere elimde bulunan kontür pudralarını paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi kontür pudraları soğuk alt tonlu kahve tonlarında, yüzümüzün geri planda tutmak istediğimiz bölgelerinde kullandığımız ürünler. Açıkçası tenimin renginden sanırım, ben yüzümü ısıtmak için de soğuk alt tonlu ürünler kullanıyorum. Bronzerlar çoğu zaman ışıltılar barındırıyor ve zaten hem aydınlatıcı hem allık kullanırken bana fazla geliyor. Dolayısıyla kontür pudraları benim en sevdiğim ürünler. Ancak kesinlikle kullanırken dikkat gerektiren yoksa yüzünüz çamurlu görünebilir :)


 
Elimdeki severek kullandığım kontür pudraları bunlar. Bir de H&M paletimdeki bronzer var. O paletle ilgili görüşlerime buradan ulaşabilirsiniz.
 
The Balm Cosmetics Bahama mama çok çok sevdiğim bir ürün. Dağılması çok güzel. Ancak özellikle beyaz tenlilerin dikkat etmesi gerekebilir. Çünkü iyi dağılmadığında çamursu bir etki yaratabilir. Kalıcılığı ve pigmentasyonu tabi ki çok iyi. Açık tenlilerin daha rahat kullanacağı pudralardan bir tanesi Benefit Hoola Bronzer. Kremsi bir yapısı var, dağılması çok iyi, rengi biraz daha açık rahat bir kullanım sağlayabilir. Bu pudraya yakın bir renk sağlayan diğer bir ürün ise Wetnwild'ın Dulce de Leche adlı ürünü. İki çeşidi var. Bu soğuk alt tonlu olduğundan bunu tercih ettim. Diğeri daha kızıl. Bunun da dağılımı güzel ama denemeye fırsatım olmadı kalıcılığı konusunda yorum yapamayacağım. Son olarak da Sleek markasının paletinden söz etmek istiyorum. Renk ne yazık ki çok koyu. Tehlikeli bir koyuluk. Net hatırlamıyorum ama bu medium rengi olabilir. Ben seviyorum bu koyuluğu dikkatli olmak şartıyla. Yaz mevsiminde de iyi gidebilir.
 
 
 
Swatchları bu şekilde. Ne yazık ki hava oldukça kapalı. Renkleri tam olarak yansıtamadım. Ama yapılarını görmeniz açısından koymak istedim. Sleek'in koyuluğunu görebilirsiniz rahatlıkla.
 
Kontür uygulaması için düz yapıda fırçalar kullanmayı seviyorum. Bu konuda Nascita fırçaları çok başarılı. İlk kez makyajmıdedin de görmüştüm yeni alabildim. Bayıldım yakında Nascita fırçalarımla ilgili de bir yazı gelecek.
 
Hepinize mutlu günler dilerim.

12 Ekim 2016 Çarşamba

BİTENLER, SEVİLENLER, SEVİLMEYENLER

Herkese yeniden merhabalar. Bir bitenler yazısı ile karşınızdayım. Bu benim ilk bitenler yazım olacak. İnşallah devamı da gelir :)

 
Genellikle yüz temizleme ürünlerinin dibini görüyorum. Her gün cildimi düzenli temizliyorum ondan olsa gerek. Garnier'in yüz temizleme jeli favorim oldu diyebilirim. Neem özü gerçekten harika bir şey, cildi inanılmaz rahatlatıyor. Denemek için almıştım çok beğendim. Elimdeki ürünler bittikten sonra Himalaya markasının ürününü kullanmak istiyorum. Nivea'nın cilt temizleme jelini ise tatil için almıştım. Küçük boy ürünler kullanışlı oluyorlar. Fena bir ürün değil ama tercih etmeyeceğimi söylemeliyim. Aman aman bir etkisini göremedim. Loreal'in toniği çok iyi. Hatta şimdi farklı bir versiyonunu aldım. Çok güzel kokuyor. Kesinlikle yüzümü yakmadı ve canlandırıyor. Şu anda kullandığımdan da çok memnunum. Seacret krem hediye gelmişti. Cildi tüm gün nemlendiriyor ama çok yaktı yüzümü ayrıca çok pahalı kesinlikle alacağım bir ürün değil. Olay markasının kremini ise zorla bitirdim çünkü normal ciltler için olanını almışım. Aslında bu seriyi seviyorum ama başka ürünler kullanacağım sanırım bir daha tercih etmem. Essence'in gözenek küçültücü nemlendiricisini yine seyahatim için almıştım. Gözenekleri küçültme vaadi konusunda zayıf ancak nemlendirme konusunda iyi, yine bir tatil zamanı tercih edilebilir. Garnier'in çift fazlı makyaj temizleyicisi kesinlikle abartılmış bir ürün olduğunu düşünüyorum. Suya dayanıklı makyajı çıkaracağını iddia ediyor. Maybeline lash sensational konusunda başarısız oldu. Ayrıca kirpiklerime de bir faydası olmadı. Bir daha almayacağım.
 
Koltuk altı kokusuna takık bir insanım. Kokmaması için ne gerekiyorsa yaparım. O yüzden çok önemli roll on ve deodorantlar benim için. Fa tam bir fiyasko. En azından bu ürünü. Kesinlikle korumuyor ve terle karıştığında garip bir koku oluyor. Ama aldığım ürünü bitirme gibi hastalığım olduğundan bir deodorant ile destekledim her seferinde. Ya da evde kullanmaya çalıştım. Dove deodorantları seviyorum. Hatta yedekliyorum. Nivea'yı denemek için almıştım. Fena sayılmaz ama koltuk altını 24 saat koruyor mu bence hayır, gün boyunca bile koruması zayıf. Body Shop'un çilekli vücut kremini de sevdim ama yedekleyeceğim bir ürün değil çilek kokusu çok ağır ve hemen uçuyor.
 
Gelelim artık kullanılamayacak durumda olan iki ürüne. Tarihleri geçtiği için atıyorum. Maybelline Affinitone fondöten. Bu seriyi hiç ama hiç sevmedim. Bu fondöten de içler acısı, kesinlikle yüzde pasta gibi duruyor. Zaten kullanmadığımdan ve bitirmediğimden belli. Garnier'in göz altı kapatıcısı da diğer kapatıcılar geldikten sonra pabucu dama atılanlardan. Zamanı geçtiği için çöpe. Kapatıcılığı çok az, ayrıca sarı renk bariz şekilde belli oluyor. Kalıcılığı da zayıf. Rimmel London pudra ile ilgili instagramda daha önce görüşlerimi yazmıştım. Kesinlikle abartıldığını düşünüyorum. Çok daha iyi ürünler var. Yağlı bir cildim var ve bir iki saat sonra yağlanmaya başladım. Tekrar almayacağım bir ürün. Ambalajı da içler acısı. Kullanışlı değil. Pudra konusunda şimdilik favorim The Balm.
 
Şimdilik biten ürünlerle ilgili düşüncelerim bu kadar yeni bir bitenlerle görüşmek üzere. Sevgiyle kalın !
 

1 Ekim 2016 Cumartesi

İYİ BİR TEN MAKYAJININ SIRLARI

İyi bir makyajın en önemli aşaması ten makyajıdır. Herkes için en kolay kısmı gibi gözükse de yanlış uygulamalar nedeniyle çok kötü bir görüntüye de neden olabiliyor. Bu yazımda sizlere iyi bir ten makyajı nasıl olmalıdır. Adım adım anlatmaya çalışacağım.
1. Yüzü Makyaja Hazırlamak
Çoğumuzun zaman zaman şikayet ettiği nokta fondötenin yüzümüzde kek gibi yabancıların deyimiyle "cakey" gözükmesi. Bunun en temel nedenlerinden bir tanesi yüzün makyaja hazır olmamasıdır. Bunu sağlamanın yolu ise günlük yüz temizliği ve haftada en az iki kere peeling yapılmasıdır. Yüzün cakey görünmesinin en temel nedeni yüzdeki tabakanın fondöten ile ortaya çıkması peeling bunu önlemeye yardımcı olacaktır.
2. Fondöten Seçimi
Aslında bu konu için başlı başına bir blog yazılabilir. Ancak basit şekilde doğru fondöten seçimi şu şekilde anlatılabilir. Öncelikle kesinlikle yüz tipinize göre bir ürün seçmelisiniz. Yağlı cildinize kuru ciltler için bir ürün seçtiğinizde yağlı cildiniz daha da yağlı gözükecektir. Diğer önemli konu ise renk seçimi tabi ki yüzünüzde kaybolan fondöteni seçmektir. Bunun içinde mümkünse fondöteni denemek ve en azından bir kaç saat yüzünüzdeki durumuna bakıp sonra satın almak böylece elinizde 10larca fondöten olmasındansa bir tane adam akıllı ürün olmuş olur.
3. Yüz Bazı
Benim gibi yüz bazına karşı önyargılı olanlar elbette vardır. Ancak yüz bazı makyajın daha güzel durmasını ve bütün gün yüzünüzde kalmasını sağlamaktadır. Yine yüz bazı da tamamen cilt tipinize ve nasıl bir makyaj yapmak istediğinize bağlı olarak değişebilir.
4. Fondöten Uygulaması
Mümkünse yüz bazının iyice emildiğinden emin olduktan sonra ürün uygulamasına geçilmeli. Fondöten yüzün orta kısmından başlanarak kenarlara daha az gelecek şekilde uygulanmalı. Bu konuda genel geçer bir kural olmasa da bu şekilde bir uygulama yüzünüzün daha az kusurlu görünmesini sağlayacaktır. Fondötenin nasıl uygulanacağı tamamen size kalmış ama ben özellikle kuru ciltlerin nemli bir süngerle uygulamasının daha yerinde olacağına inanıyorum. Çünkü fırça uygulamaları cildi daha da kurutabiliyor. Kuru ciltler illa fırça ile uygulayacaksa fırçanın üzerine bir iki damla yağ damlatabilir. Fondöteni sakin ve yuvarlak hareketlerle uyguladığınızda daha gözeneklerinizin daha iyi olduğunu göreceksiniz.
5. Pudra Uygulaması
Bu konuda da çok fazla uygulama ile karşılaşabiliyorsunuz ancak çok sevdiğim makyaj artistlerinden Wayne Goss pudrayı uygulamanın en doğru yolunun pudra süngeri olduğunu, yüzün özellikle sorunlu, gözenekli bölgelerine bastırarak uygulama yapmak gerektiğini ve fırça ile uygulandığında da mümkünse yine bastırarak uygulamak gerektiğini söylüyor. Çünkü süpürerek yapılan hareketler alttaki ten ürününün oynamasına neden olabiliyor. Pudra uygularken yine göz altına daha yüzün diğer bölgelerine daha az uygulamak önemli. Yine pudra uygulaması cilt yapısına göre değişmektedir. Yağlı ciltler tüm yüzünü pudralayabilirken, kuru ciltler sadece t bölgelerini ya da göz altlarını sabitleyebilmektedir. Pudra uygulamasında en kullanışlı pudraların her cilt yapısına uygun olacak teknolojiyle üretilen transparan pudralar. Artık her markanın transparan pudrası var. Böylece yüzüme uyacak mı derdi yaşamazsınız.
Pudra ve fondöten uygulamaları ile ilgili ayrıntılı ve görsel bilgiyi Wayne Goss'un youtube kanalında bulabilirsiniz.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Hepinize iyi günler dilerim.